Tweet |
Alaca’ya bağlı Gerdekkaya köyünde yaşayan Mutlu Yılmaz, geçtiğimiz Nisan ayında kendisine ait nohut tarlasında taşları temizlerken bir taş buldu. Hasat mevsimi olmasıyla nedeniyle taşın biçerdövere zarar vermemesi için kaldırıp kenara koymak isteyen Yılmaz, başarılı olamayınca arkadaşı Revdet Erdoğan’a haber vererek yardımcı olmasını istedi. İki arkadaş güçlükle kaldırdıkları taşı bir kenara koydu. Taşın kütlesine rağmen sahip olduğu ağırlıktan şüphelenen Yılmaz ve Erdoğan daha sonra taşı köye götürerek incelemeye başladı.
Revdet Erdoğan bir süre sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) ağabeyi Cevdet Erdoğan ile irtibata geçerek taş hakkında bilgi verdi. Bunun üzerine Cevdet Yılmaz, taştan numune alınarak kendisine gönderilmesini istedi. Yılmaz ve Erdoğan taştan güçlükle aldıkları numuneyi analiz için Amerika’ya gönderdi. ABD’de NASA ve Ucla Üniversitesinde analizi yapılan 68 kilogram ağırlığındaki taşın Türkiye’ye düşen en büyük kütleli 3. demirli meteorit olduğu belirlenerek veri tabanına kaydedildi.
“NOHUT EKTİK GÖKTAŞI BİÇTİK”
Tarlasında göktaşı bulan Mutlu Yılmaz, nohut tarlasındaki taşların biçerdövere zarar vermemesi için tarladaki taşları topladığını belirterek, “Tarlanın yüzeyinde bir kaç tane büyük taş vardı. Onları toplayarak getirip bir kenara koydum. Ancak bu taşı kaldıramadım ilk etapta. Sonra arkadaşıma haber verdim. Geldi beraber inceledik. Kırmaya çalıştık kıramadık. Bizde taşı alıp köye götürdük. Taş yerinden kalkmayınca kütlesinden ve ağırlığından şüphelendik. Akşam meteor olabileceği kanısına vardık. Amerika’da yaşayan tanıdığımız Cevdet Erdoğan ile irtibata geçtik. NASA’dan parça istediler. Gönderdik. Yapılan incelemeler sonunda meteor olduğu kesinleşti. Sonuç elimize ulaştı. Nohut ektik meteor biçtik gibi oldu bu iş” dedi.
Türkiye’de taşın incelenmesi için ilk önce Maden Tetkik ve Arama Kurumuna göndermek istediklerini dile getiren Yılmaz, MTA analiz için ücret talebinde bulununca taşı göndermekten vazgeçtiklerini ifade etti. Daha sonra İzmir’de bir akademisyenle irtibata geçtiklerini anlatan Yılmaz, İzmir’deki hocanın buldukları taşın önce sıradan bir taş olduğunu söylediğini ancak NASA’nın sonuçları açıklayınca taştan parça istediğini belirtti. Göktaşıyla ilgili yurt içinde sonuç alamayınca yurt dışına yöneldiklerini dile getiren Yılmaz, “Yurt dışından gelen raporda meteor olduğu kesinleşti. İçerisinde kobalt, nikel, düşük miktarda altın birkaç tane daha element var. Taşın ağırlığını ilk etapta el kantarıyla ölçtük 68 kilo geldi” diye konuştu.
“MÜZE AÇILIRSA VERİRİZ, ÜLKEMİZDEN DIŞARI ÇIKMASIN”
Türkiye’de 17-18 tane göktaşı olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Devlet bunları alıp müze şeklinde sergileyebilir. Öyle bir şey olursa da çok iyi olur. Herkesin kendi elinde göktaşı var. 152 kilo ağırlığındaki göktaşı da sahibinin elinde. Ne yapacak onu. Böyle bir müze gibi bir şey olursa oralara veririz ülkemizden dışarıya çıkmasın” şeklinde konuştu.
“TAŞI ÇEKİÇLE KIRAMADIK”
Ayçiçeği ekimi yaptığı sırada arkadaşının yanına gelmesiyle göktaşından haberdar olduğunu belirten Revdet Erdoğan ise, “Yanıma geldi büyük bir taş var, çok ağır buna bakalım dedi. Bölgede çok taş vardı. Normal bir taş olabileceğini düşündük ancak kaldırmaya çalıştığımızda taşı kaldıramadık. Çekiçle vurarak kırmaya çalıştık ancak başarılı olamadık. Taş olsaydı eğer kırılırdı. Taşı araca koyarak köye götürdük. Köyde aracın hoparlörünü söktük, mıknatıs etkisi var mı diye denedik. Baktık taş mıknatıs gibi tutucu özelliği var. Göktaşını eve götürdükten sonra Amerika’da yaşayan kardeşimle görüştük. O bu konulara meraklı. Göktaşıdır kesin o, dikkat edin, çıplak elle temas etmeyin şeklinde bizi uyardı. Aradan birkaç gün geçtikten sonra telefon ederek taştan numune ve Türkiye’de inceletmemizi istedi. Taştan 100 gram ağırlığında bir parça kestik. Baya bir uğraştık. Spiral ve elektrikli demir testeresi ile kesmeye çalıştık. İki aletle zor kestik. Bizden 100 gram istenmesine rağmen götürüp tarttırdığımızda 560 gram geldi. MTA bizden yüksek bir ücretle göktaşının testlerini yapacağını söyledi. Bizde kardeşimin ısrarı üzerine taşın bir numunesini Amerika’ya gönderdik. NASA’ya bağlı Ucla Üniversitesinde iki profesör bunun incelemesini yaptı” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE İNCELENMESİ İÇİN ÇOK UĞRAŞTIK”
Göktaşını Türkiye’deki üniversitelerde inceletmek için uğraştıklarını anlatan Erdoğan, “Türkiye’deki üniversiteler bunu tarladan çıkan normal taş gibi kabul ettiler. Hiç kimse ilgilenmedi. Amerika’dak sonuçlar bayağı uzun sürdü. Bunun bir göktaşı olduğu hatta nükleer bir reaktörde denendiğini söylediler. Amerika’dan bu taşın göktaşı olduğu ve Türkiye’ye düşen üçüncü büyük göktaşı olduğunu belirttiler” ifadelerini kullandı
“KÖYÜMÜZÜN ADINI DÜNYAYA DUYURDULAR”
Gerdekkaya Köy Muhtarı Gıyasettin Yılmaz’da, taşı bulan kardeşini tebrik ederek, “Köyümüz yapı itibariyle taşlık bir köy. Çevrede çok taş var. Bu kadar taşın içerisinde kardeşimin bu taşı bulması büyük bir marifet. Dikkatli olup bu taşı bulmasaydı göktaşı tarlada sıradan bir taş gibi duracaktı. Bu tarlayı yıllarca bizde ekip biçtik ancak hiç dikkat etmedik. Bu taşın göktaşı olduğunun belirlenmesinde en büyük emek Amerika’da yaşayan Cevdet Erdoğan’ın. Çok üzerine düştü. Türkiye’de incelenmesi için çok uğraştı. Ancak Türkiye’de bir netice alamadı. Son çare olarak incelenmesi için göktaşını Amerika’ya gönderilmek zorunda kalındı. Keşke Türkiye’de bu konular üzerinde daha yoğun çalışma yapılsa, belki bundaki madenler bir işe yarar yada teknolojide kullanılabilir. Böyle bir şey yapsalar bu daha sevindirici olur. Kütle olarak taş küçük ancak çok ağır. Köyümüz içinde güzel bir şey köyümüzün adını dünyaya duyurdular." dedi.
Taşın tescilli bir göktaşı olduğunun altını çizen Muhtar Yılmaz, “Artık bu tescillendi. Literatüre de girdi. Bunu ilk etapta devlet kurumlarımız veya araştırma yapan üniversitelerimiz bunlar bizi tercih ederse oralarda değerlendirebiliriz. Koleksiyoncular veya özel sektörden talep gelirse değerlendirebiliriz” şeklinde konuştu.
(Bülent Özkaleli - Muhammed Muttalip Yalçın/İHA)