Tweet |
Hafter’in arkasında bu iki ülke var
Eski Libya Genelkurmay Başkanı Yusuf el-Manguş, Moskova'da imzalanması planlanan ateşkes anlaşması ve Halife Hafter'in ilişkileri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yusuf el-Manguş, Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in, dün Moskova'daki görüşmelerin sonucunda oluşturulan ateşkes anlaşmasını imzalamamasının ardında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın oluşturduğu ülkeler blokunun olduğunu belirtti. El Manguş: "Son yaşananlardan sonra artık kim savaşmak istiyor, kim savaşın bir an önce bitmesini istiyor her şey ortaya çıkmıştır." dedi.
El-Manguş, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) Libya konusunda düzenlediği bir toplantı vesilesiyle başkentte bulunduğu sırada Libya'daki son durumu, Türkiye ve Rusya'nın ülkedeki taraflara yaptığı ateşkes çağrısını ve bu çağrının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Libya'nın eski Genelkurmay Başkanı el-Manguş, Moskova'da ateşkesi kalıcı hale getirmek için başlatılan görüşmelerin siyasi çıkış için ümit olmasını beklediklerini ancak Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in ateşkes görüşmelerinin ardından oluşturulan anlaşmayı imzalamadan Moskova'dan ayrılmasının süreci çatışmaya sürüklediğini vurguladı.
SAVAŞIN TARAFINDA OLDUKLARI AÇIKÇA GÖRÜLDÜ
El-Manguş, "Aslında bir siyasi çıkış olacağını ümit ediyorduk. Özellikle Moskova'da devam eden süreçten sonra ama maalesef görüyoruz ki bazı taraflar siyasi çözümden ziyade askeri çözüm üzerinde duruyor. Bunu dün açık bir şekilde gördük." dedi.
Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) açık şekilde diplomatik çabalara destek verdiğinin ve ateşkes görüşmelerinin ardından oluşturulan anlaşmayı imzaladığını hatırlatan el-Manguş, şöyle devam etti:
"Hafter kendi kararının başka taraflara bağlı olduğunu göstermiştir. Aslında Hafter anlaşmayı imzalamak için başlarda biraz zaman istemiş fakat imzalamadan Moskova'yı terk etmiştir. Benim kanaatimce oradaki en yetkili taraf Hafter'in kendisi değil, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ın oluşturduğu bloktur. Hafter, özellikle bu ülkeler ateşkese varılmasına karşı oldukları için masayı terk etmiştir."
"TÜRKİYE'NİN MÜDAHİL OLMASI SAVAŞIN BİTMESİ İÇİN"
Libya'da sürecin iş birliğine mi, yoksa çatışmaya doğru mu ilerlediğine ilişkin ise el-Manguş, "Maalesef üzülerek söylüyorum ki yakın zamanda çatışmalar daha şiddetli şekilde devam edecek. Bu da tabii Türkiye'nin ne kadar etkili olup olmayacağına bağlı olacaktır." dedi.
Türkiye'nin ciddi bir askeri destek vermesi halinde çatışmaların uzamadan bir an önce durdurulabileceğini söyleyen el-Manguş, "Aksi takdirde çatışmaların şiddetli şekilde süreceğini tahmin ediyorum çünkü karşı taraf, Trablus'a saldıran taraf, herhangi bir zorunluluk olmadan saldırısını durdurmayacaktır. Zorunlu bırakılırsa bu saldırıyı durduracaktır." dedi.
HAFTER, MISIR VE BAE TARAFINDAN DESTEKLENİYOR
Saldırıları karşılamak konusunda UMH'nin askeri anlamda özellikle kara kuvvetleri konusunda bir eksiğinin olmadığını ancak hava kuvvetleri ve hava savunma sistemleri konusunda eksikleri olduğunu belirten el-Manguş, şunları kaydetti:
"Karşı taraf (Hafter) ise BAE ve Mısır tarafından desteklenmektedir. Bu devletlerin imkanlarını özellikle hava kuvvetlerini imkanlarını kullanarak sivilleri ve sivil yerleşim bölgelerini hedef almaktadır. Son yaşananlardan sonra artık kim savaşmak istiyor kim savaşın bir an önce bitmesini istiyor her şey ortaya çıkmıştır. Aslında Türkiye'nin müdahil olması savaş için değil, savaşın bitirilmesi içindir."
El-Manguş, Türkiye'nin, Libya'da krizin başlamasından bu yana UMH'nin yanında olduğunu vurguladı.
"TÜRKİYE'NİN MÜDAHALESİ MEŞRU ZEMİN KAZANMIŞTIR"
Türkiye'nin UMH ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi ve askeri iş birliğine dair imzaladığı mutabakatlara ilişkin ise el-Manguş, "Yapılan anlaşmalarla durum başka bir hal almıştır. Özellikle imzalanan bu anlaşmalardan sonra Türkiye'nin yapacağı herhangi bir müdahale meşru bir zemin kazanmıştır." dedi.
Libya konusunun masaya yatırılması ve barış için çabaların yoğunlaştırılması kapsamında Berlin'de yapılması planlanan liderler konferansına yönelik el-Manguş, "Eğer iki taraf bu anlaşmayı imzalamış olsaydı Berlin süreci çok başarılı şekilde işlenebilirdi fakat saldırgan tarafın (Hafter) saldırıları konusunda ısrarcı olduğunu biliyoruz. Bundan sonra Berlin süreci ciddi meydan okumalarla karşı karşıyadır." değerlendirmesinde bulundu.