Bakan Albayrak, ‘Denizli İş Dünyası ile Buluşma’ toplantısı kapsamında Denizli’ye geldi. Çok sayıda sanayici ve iş insanının katıldığı ve Nihat Zeybakci Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen toplantıya Vali Hasan Karahan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu katıldı. Toplantının açılışında konuşan ve Suriye İdlib meselesine değinen Bakan Albayrak, muhalefete sert bir dille yüklendi. Suriye’de insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birisinin yaşandığına işaret eden Bakan Albayrak, “Türkiye Cumhuriyetinin kahraman ordusu tıpkı tarihinde olduğu gibi bir kez daha bölgesinde huzur ve istikrar için tarihi bir sorumluluk üstlendi. İdlib’de artan insanlık dramına karşı ortaya koyduğumuz eşsiz mücadele çatışmasızlığı hamdolsun sağladı. İdlib’de olası bir insanlık felaketinin önüne geçti. 8 yılı aşan ve tarihin gördüğü en büyük insanlık felaketlerden birisine dönüşen mülteci konusu. Milyonlarca mülteci noktasında baktığımızda tarihin en büyük insani felaketlerinden birine dönüştüren Suriye meselesine bizim yaklaşımımız ilk günden beri hep aynı oldu. Her meseleye aynı 3 kaidenin hassasiyeti ile baktık” dedi.

“HEP HAKKIN VE HAKLININ YANINDA OLDUK”

Hassasiyet gösterilen 3 kaidenin açılımını da yapan Bakan Albayarak, Suriye meselesinde hep hakkın ve haklının yanında olduklarını vurgulayarak, “Sınır dışı tüm operasyonlarımızda Afrin’de olsun Cerablus’ta olsun Zeytin Dalı’nda olsun Fırat Kalkanı’nda olsun Barış Pınarı’nda olsun ve son olarak Bahar Kalkanı Harekatı’nda olsun hep 3 hassasiyetle sürece yaklaştık. Bir; zalim bir rejimin aralıksız sürdürdüğü insanlık dışı zulmün sona ermesi için. İki; rejimin zulmünden, varil bombaları ve kimyasal silahlardan kaçan kadın ve çocukların güvenliğini sağlayıp, katliamlarının engellenmesi için. Üç; Türkiye’ye saldırmak isteyen, Türkiye’ye zarar vermek isteyen ve Türkiye’yi bölmek isteyen tüm terör örgütlerinin ve tüm farklı yapıların oyun sahasına dönmüş bataklığın sınırlarımızdan söküp atmak için. 3 kaide hep bu oldu. İşte bu noktada hep hakkın ve haklının yanında olduk” diye konuştu.

“ESED BİZİM ASKERLERİMİZİ KORUYOR’ DİYECEK KADAR MAALESEF AŞAĞILIK BİR DURUMA DÜŞTÜLER”

Birilerinin akıldan ve mantıkta uzak açıklamalarının olduğunu ve bir TV’nin canlı yayınlanan programında ‘İdlib’de ne işimiz var? Esed bizim askerlerimizi koruyor’ diyecek kadar aşağılık bir duruma düştüğünü ifade eden Albayrak, “Dünyaya bakıyoruz değil mi? Tüm bu süreçte maalesef hakikat bu hep yalnız kaldık. Ama hiçbir dönem duruşumuzdan taviz vermedik ve duruşumuzu bozmadık. Dışarıyı gezdiğimizde görüyoruz, dışarıyı bıraktık içeriyi de görüyoruz, içeride sözde muhalefet adı altında akla mantığa sığmayan yalanlara maruz kaldık. Öyle şirazeden çıktılar ki en sonunda belki tarihin en kanlı diktatörlerinden birisini aklamaya dönüştü. DEAŞ ile mücadele ettik sahada göğüs göğse savaşan tek ülke olduk. Askerimizin moralini bozmak için mücadeleyi sekteye uğratmak için ‘IŞİD’i destekliyorlar’ yalanını atacak kadar ihanet içine düştü o birileri. PKK-PYD’nin bir anda Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kurmasına engel olmak için bir süreç başlattık ne dedi o birileri? ‘PYD terör örgütü değil ki, ülkesini koruyor’ diyecek kadar akıldan ve mantıktan uzaklaştılar. 40 yıldır asker, polis ve vatandaşımızın kanını döken bu örgüte karşı mücadelemizi zaafa uğratmak için her tülü yalana sarıldılar. Son olarak Esad katiline sahada ‘dur’ demek için tüm bu süreçle ilgili 34 şehidimizin olduğu gece TV canlı programında ne diyorlar ‘İdlib’de ne işimiz var? Esed bizim askerlerimizi koruyor’ diyecek kadar maalesef aşağılık bir duruma düştüler” şeklinde konuştu.

“ALLAH’IN İZNİ İLE BUNLARA PABUÇ BIRAKMAYACAĞIZ”

Muhalefetin milletin değerleri ile ters bir durumda olduğunu kaydeden Bakan Albayrak, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Esed kimyasal silah kullanmadı ve katliam yapmadı diye söylemlere sarıldılar. Suriye’de yaşanan katliam ve zulüm sizler için değersiz hadi bir kanara koyun peki Reyhanlı’da katledilen bizim insanımız değil mi? Köyleri yakılan, yıkılan ve erkekleri kurşuna dizilen Türkmenler bizim akrabalarımız değil mi? Maalesef muhalefet milletin değerleri ile ters. Sadece ülkeyi zayıflatmak ve içerideki beraberliği bozmak üzere bir siyasetin temsilcisi haline geldi. Allah’ın izni ile bunlara pabuç bırakmayacağız. Türk milleti olarak yine insanlığın tarihte onurunu tekrar kurtarırken, bütün dünyayı görüyoruz içeride bu yalan makineleri ve fitne odaklarına Allah’ın izni ile müsaade etmeyeceğiz.”

(Fadıl Pişkin - Köksal Kılınç /İHA)